15.01.2024

DAYANABİLECEĞİN CEHENNEM 
NE KADAR?

Bu sorunun cevabını yıllar önce Ayn Rand vermişti..
Yazının sonuna not olarak düşeceğim onun sözünü, ama önce tam da hayatlarımızın bu döneminde içinden geçtiğimiz en önemli süreçten söz etmek istiyorum..
Bir yazının yetmeyeceğini, bu konunun daha çok bir yazı dizisi gibi devam edeceğini de, en baştan söyleyerek başlıyorum söze..
Korkma! Çünkü korkunun ecele faydası yok..
Bu yol sonunda sevgiye çıkıyor..
Ama önce sağlam silkeliyor..

PONZİ SİSTEMİ, EPSTEIN DOSYASI, TFF, LAİKLİK-HİLAFET TARTIŞMALARI VE HADES BAĞLANTISI

EN GİZLİ SIRLARIN İFŞASI, EN DERİN KORKULAR VE PLÜTON..

Bana şu anda nerede olduğumuzu sorsanız, Araf’ta olduğumuzu söylerdim. Dante’nin İlahi Komedya’sında ‘’Ben sırtımdaki, ölümün erittiği mahfaza ile yukarı çıkıyorum. Buraya Cehennem’in ıstırapları içinden geçerek geldim.’’ dediği..
Şimdi bu olağanüstü tasvir üzerine bir derin nefes..
Ne demek istediğimi bence yazıyı okuduktan sonra daha iyi anlayacaksınız..
Çok fazla ölüm var gerçekten de ve hiçbiri tesadüf değil..
Dayanamayarak göçenler diyelim..

PLÜTON KOVAYA GEÇİYOR..

Dergiler, gazeteler, Instagram, X, Youtube, haberler, televizyon programları derken, son yıllarda en çok bunu duydunuz, okudunuz belki de.. Bu konuda algıda hiçbir seçiciliği olmayanlarınız için bile, aslında içinden geçtiğiniz tüm süreçler en temelde bu transitle ilgiliydi desem hiç de abartmış olmam. O derece önemli çünkü..
23 Mart 2023’te Plüton Kova Burcu’na arz-ı endam edene kadar, şu anda Dünya üzerinde yaşayan hiçbir insan, daha önce bunu deneyimlememişti.. Düşünebiliyor musunuz?
225 Yıl sonra olan bir değişimdi bu.. Ömür sürenize bağlı olarak, birkaç hayatta bir olan bir değişim..
Bu ne demek?
Çok büyük bir dönüşüm demek..
Eskinin tamamen yıkılması, sistemlerin tamamen çökmesi, bir devrin kapanıp yeni bir devrin açılması demek.
Son derece klişe görünen bu tanımlamalardan bağımsız, içeriğini anlamaya çalışın lütfen..
Eski Dünyadan Yeni Dünyaya geçiş süreci bu..
Etkileri çoktan başladı, topuk sesleri çok önceden duyuldu ve etrafınızda olup biten tüm çılgınca şeyler, ‘’Dünyaya ne oluyor, bitiyor mu, batıyor mu, kıyamet mi yaklaşıyor?’’ diyerek kafanızdan geçen tüm düşünceleriniz de dahil olmak üzere bu transitin etkisiyle oluyor.. Hermes Trismegistus’un Zümrüt Tabletler’inde yazdığı gibi ‘‘Yukarısı nasılsa, aşağısı da öyledir..’’ As above, so belowe*..
Plüton 2044 yılına kadar sürecek uzun süreli yolculuğuna başladı.
23 Mart’ta Kova’ya girdi ama 12 Haziran’da Retro hareketiyle Oğlak’a tekrar geri döndü. Ve o süreçte tüm Dünya aslında 2024 yılının fragmanını gördü. Şimdi 21 Ocak’ta yeniden Kova’ya geçecek.. Sadece bir hafta var..
Plüton gezegenlerin içinde en ağır hareket edenidir, astrologların jenerasyon gezegeni dedikleri.. Sinsi sinsi yol alır Plüton.. Belki de o sebeple ne olup bittiğini Dünyanın büyük bir çoğunluğu maalesef hala anlayamadı.
Öngörülerimi yayınladığım instagram hesabımda, şahsi olarak ben, her gün onlarca hesaptan mesajlar alıyorum, ‘’Neşe Hanım ne oluyor böyle ne zaman geçecek bu günler?!.’’ diyerek korku ve panikle soruyor anlayamayan ve bilmeyen insanlar haklı olarak.. Zaten ben de dilim döndüğünce bildiklerimi anlatmak için yazıyorum.. Bu konuda daha çok yazacağım.. Plüton en son 1777-1798 yılları arasında Kova Burcu’nda olmuştu.. O döneme damgasını vuranlar başka bir yazının konusu..
Gelin önce, burayı çok iyi anlamak için daha derinlere, en başa dönelim..

Mitolojik kökenine..
Üç kardeşler Zeus, Hades ve Poseidon.. Alemi aralarında bölüşmek için kura çekerler.. Zeus’a Gökyüzü, Poseidon’a Denizler, Hades’e ise Yeraltı düşer.. (Astrolojide Zeus Jüpiter, Poseidon Neptün, Hades Plüton’dur.. ) Hades, içten içe bu duruma çok üzülür. Gökyüzünün mavilikleri, uzak ufuklar, ışık, aydınlık bir yanda, engin denizler, suyun şifalı gücü diğer yanda, tüm bunlarla gücüne güç katmak varken, o karanlığa, aşağının da aşağısına inecek, bir daha hiç gün yüzü görmeyecektir. En büyük korkusu, korkulu rüyası, gerçek olmuştur. Ancak başka şansı da yoktur, kaderine razı olur; artık karanlıkların ve ‘Yeraltının Tanrısı’dır.. Ve o andan itibaren, nasıl ki kendisi en büyük korkusuyla imtihan edildiyse, şimdi ki görevi, insanları en büyük korkularıyla sınamaktır.. Bunu yaparken insanların zaaflarını kullanacak, kirli çamaşırlarını karıştıracak, en kötü taraflarını, en şeytani yüzlerini ortaya çıkaracaktır. Buradan çıkmak, ancak korkularla yüzleşip dönüştürmekle mümkün olacaktır.Ve bu hiç kolay değildir.. İşte bunu yapamayanlar, acıdan ve korkudan kaçanların çilesi daha büyük olacaktır, çünkü Hades onları tekrar tekrar yakalayacak ve yeraltına sokacaktır.. ‘’Neden hep bunlar benim başıma geliyor?’’ dediğiniz olaylara biraz daha yakından bakın.. Ve işte Hades de çok iyi bilir ki, ne yaparsa yapsın buradan kaçış yoktur; insanoğlu eninde sonunda en büyük korkusuyla yüz yüze gelecektir..

Peki Hades Plüton geçişlerinde nasıl çalışır?
Plüton’un ne kadar sinsi olduğunu, ağır hareket ettiğini yazımın başında söylemiştim. Zaafları çok iyi kullanır.. Zararlı olduğunu bile bile devam ettiğiniz bağımlılıklar, alışkanlıklar, mutsuz olduğunuz halde bırakamadığınız ilişkilerde hep onun parmağı vardır. En çok ihtiyaç duyduğun anda velinimet gibi hayatına gelen şeyler hep bu oyunun parçasıdır.. En büyük zaafın altın bir tepside gelir, hayır diyemez teslim olursun.. Sonra sıkıntılar, sorunlar, üst üste sınavları gelir.. Kişi bu döngüyü geçebilirse, gerçekten de korkusu dönüşür, yenilmez olur..

Plüton tuzak kurduğunda irademizi kullanmak şarttır.. Ölüm gibi dediğimiz durumları yaşatır.. Çünkü Ölüm de yeraltıyla yani Plütonla ilgilidir.. Madenler, para,ölüm, karanlık güçler, ihtiras, tutku,kıskançlık hep bu gezegenle ilişkilidir. Bir burçtan bir burca geçtiğinde hiçbir şey eskisi gibi olmaz, yıkar ve yerine yenisini yapar.
Hangi evden geçiyorsa o evin konuları, özellikle çürümeler ve yozlaşmalar üzerinde büyük dönüşümler yaşatır..
Plüton Oğlak burcundayken tüm sistemler, kurumlar silkelendi yıkıldı.. Hala yıkılmayanlar da bir yıl içinde tamamen yıkılacak. Tamamen Kovaya geçtiğinde ise bu sistemlerin dünyaya ve insanlığa faydalı olmasına çalışacak yani korku sevgiye dönüşecek.. Şimdi yaşananları gördükçe bunun çok ütopik geldiğini biliyorum. Şunu bir düşünmenizi istiyorum, iyi de tüm bu olanlar bir günde olmadı, pat diye de olmadı bir anda da olmadı.. Sinsi sinsi ilerleyen, çoğunuzun hiç farkında bile olmadığı bir şekilde gerçekleşti. Nasıl ki deprem ‘bir anda’ oluyorsa ama aslında fay hatlarında uzun yıllarca biriken stres ve gerilimin sonucuysa, bu yaşadıklarımız da şüphesiz uzun yılların birikiminin sonucuydu.. Ne laiklik halifelik tartışmaları, ne üst üste skandallarla sarsılan futbol federasyonu, ne Fatih Terim Fonu diye adlandırılarak gazetelerde sayfa sayfa detayları anlatılan ponzi sistemi, ne tüyler ürperten görüntüleriyle sızdırılan Epstein Belgeleri.. Hepsi Hades marifetiyle Plüton’un işi.. Ve her birimizin hayatında Hades, bizi hangi karanlığımız hangi en büyük korkumuzla yüzleştirdi ve daha da önemlisi bize ‘’altın tepsi’’ de fırsat olarak sunduğu neydi?

Ekonomi ve sosyal düzen değişecek.. Kova Burcu Ekonomiyle ilgili, teknolojiyle ilgili Plüton yıkım demek ve yıkımdan sonra yeniden inşaa eden demek.. Banka krizleri olacak, ekonomik sistemler değişecek.. Merkez Bankalarından çok ciddi baskılar ve yaptırımlar olacak. Tabii ki halkın tepkisi de olacak buna karşılık.. Global olarak gerçekleşecek. Vergileme sistemleri kalkacak.. Bu dönemde çok büyük halk direnişleri ve ayaklanmaları görürüz.. Önce 21 ocaktan 11 Haziran’a kadar yaşanacak bir süreç.. Daha sonra 1 Eylül- 19 Kasım 2024’te yine.. Ve sonra 20 yıl boyunca sürekli aynı yerde olacak..
Dönüşüm demek demiştim. Odağında güç var, gücün nasıl kullanıldığı var.. Yıkıcı etkisi vardır ve sonuçları çok daha kalıcı olur.. Toplumsal konular özellikle daha fazla tetiklenir bu süreçte..
Kolektif olarak etkileniriz..
Detaylı olarak neler yaşayacağımızdan ve geçmişte aynı etki olduğunda neler olduğundan başka bir yazıda ayrıca bahsedeceğim..
Şimdi bu yazıyla bu son derece önemli konuya sadece giriş yaptık diyeyim.
Ve başta soruduğum sorunun yanıtıyla bu yazıyı bitireyim.
Ayn Rand demişti ki ‘’Dayanabileceğin cehennem, aşkının gücü kadardır..’’
Ve de öyledir..

NS

cehennem